Bunca yıl sonra İngiltere'ye ayak basmışken Exeter'de yaşayan arkadaşımı görmeye gitmemek olmazdı. İngiltere'ye asıl gitme amacım olarak Liverpool'daki konferans biter bitmez trene atladığım gibi soluğu Exeter'de aldım. İngiltere'de trenler biraz pahalı açıkçası. Tren fiyatına uçak bileti bulmak mümkün, Exeter'de küçük bir havaalanı da var, nereden geldiğinize bağlı olarak doğrudan uçabilirsiniz de. Daha uygun fiyata seyahat etmek için otobüsler var ki onlardan biri Avrupa'nın bir çok ülkesinde çalışan Mega Bus, erken bilet aldığınızda 1 pound'a bile bilet bulabiliyorsunuz. Ben trenle Liverpool'dan Birmingham'da aktarma yaparak yaklaşık beş saatlik bir yolculukla vardım Exeter'e.
Exeter İngiltere'nin Devon bölgesinde Exe Nehri çevresine kurulmuş küçük bir üniversite şehri, hani öyle işiniz olmasa illa ki görülmesi gereken şehirlerden birisi değil dürüst olmak gerekirse.. Ancak küçük, sevimli, barı, pub'u bol, her yere yürüyerek gidebileceğiniz, istediğiniz hemen her şeyi bulabileceğiniz kompakt bir öğrenci şehri. Şehrin bulunduğu yer çok eski zamanlardan beri yerleşim yeri olduğundan dolayı zamanın farklı dönemlerinden bir çok kalıntı var. Şehrin en önemli binası ise 11. yüzyılda yapılmış Exeter Katedrali. Katedralin çevresindeki binaların her biri çok güzel ve yine Katedralin önündeki geniş alan harika bir soluklanma imkanı sunuyor. Dediğim gibi öğrenci olmak için güzel bir şehir. Bunun yanında eğer İngiltere'nin güney kıyılarına inmek gibi bir planınız varsa bunun için de çok güzel bir konumda. Ki nitekim biz de öyle yaptık, arkadaşımla birlikte Exeter civarında bir kaç küçük sahil kasabasını ziyaret ettik. Oldukça keyifliydi. Gittiğimiz yerler hakkında bir kaç şey paylaşacağım fotoğraflar eşliğinde. Baştan söylemek gerekir ki biz zaman kısıtlılığından dolayı yalnızca Exeter'e yakın bir kaç yere gittik, zaman olsa görülecek daha çok yer var İngiltere'nin güney kıyısında.
Exmouth
Exmouth, Ex Nehri'nin genişleyerek denize açıldığı alanda kurulmuş, Exeter'e en yakın sahil kasabası. Otobüsle de trenle de Exeter'den 30-35 dakika mesafede ve her yarım saatte bir de tren var. Biz Eylül ayında gittiğimiz için deniz mevsimi çoktan geçmişti ancak buna rağmen kasabanın iç kısmı hafta sonu olmasının da etkisiyle oldukça kalabalık ve canlıydı. Güneşli bir güne denk geldiğimiz için de şanslıydık. Böylece o neredeyse bomboş kumsalda güzel bir yürüyüş yapmanın keyfini çıkarmış olduk. Elbette yazın giderseniz çok daha hareketli bir kasabayla karşılaşacağınızdan hiç şüphem yok. Yaz aylarında bir de müzik festivali oluyormuş Exmouth'da. Ancak biz bu mevsimin sakinliğini, ıssızlığını çok sevdik.
Exmouth Jura çağında yaşanan jeolojik değişimlerle şekillenen bir bölge olan Jurassic Coast'ın en batısındaki noktasıymış. Bu bahsettiğim Jurassic Coast 150 km kadarlık bir sahil boyunca uzanıyor ve 2001 yılında Dünya Miras Listesine alınmış. Exmouth'u ve daha sonra ziyaret edeceğimiz diğer yerleri de eşsiz kılan da işte bu jeolojik yapılanma. Bizim gidip görmeye vaktimizin olmadığı birbirinden güzel sahillere, kayalıklara ve yüksek falezlere sahip bir bölge Jurassic Coast. Sadece bu sahilin her bir noktasını tek tek görmek için bile bir seyahat düzenlenebilir İngiltere'nin güney kıyısına.
Sandy Beach
Sandy Beach, Devon Kayalıklar'nın bulunduğu yerde yer alan bir plaj. Exmouth'a 15 dakikalık otobüs mesafesinde konumlanıyor. Burada bir tatil köyü ve karavan kamp alanı var ve bu plaja o tatil köyünden geçerek ulaşıyorsunuz. Zaten otobüsün son durağı da bu tatil köyünün içinde. Kayalıkları tepeden gören bir konumda güzel bir cafe & restoran var. Gittiğiniz saatte henüz gelgit başlamamışsa plajda sakin bir yürüyüş yapıp sonrasında tepedeki restoranda bir şeyler yiyip içerken günbatımını izleyebilirsiniz. Gelgit başladığında ise az önce yürüdüğünüz sahil denize dönüşüyor, bunu izlemek de oldukça keyifli. Sandy Beach karavanla seyahat edenler için çok güzel bir konaklama noktası. Karavanınız yoksa bile farklı boyutlardaki karavanları haftalık olarak kiralayabiliyorsunuz.
Budleigh Salterdon
Budleigh'e Exmouth'tan Savoy Sineması'nın karşısındaki (Stop E) durağından 20 dakikalık bir otobüs yolculuğuyla gidebileceğiniz gibi Exeter'den de tren ve otobüs aktarması yaparak yaklaşık bir saatte ulaşmak mümkün. Otter Nehri'nin okyanusla buluştuğu noktanın batısına kurulmuş bu kasaba oldukça küçük ama doğası ve sahili bir tam günü keyifle geçirmenizi sağlayacak kadar güzel. Kasaba küçük bir tur attıktan sonra büyük taşlardan oluşan sahili boyunca yürürseniz (aslında tamamen sahilden yürümek yorucu oluyor, o yüzden sahil boyunca uzanan kaldırımlı kısımdan yürümek daha iyi oluyor) sonunda Otter Nehri'nin denize döküldüğü noktaya ulaşıyorsunuz. Bence Budleigh Saltenton'ın en güzel noktası burası. Denize yüzünüzü döndüğünüzde arkanızda kalan yerde kıvrıla kıvrıla denize ulaşan Otter nehri bir çok kuşa ev sahipliği yapıyor. Göz alabildiğine yeşil ve huzur dolu bir alan. Gerek burası gerekse nehrin denize döküldüğü kısım sizi bol bol fotoğraf çekmeye itiyor. Elbette gittiğimiz mevsimin deniz mevsimi olmaması ve dolayısıyla kalabalıkların olmaması buranın sükunetini ve insana hissettirdiği huzur duygusunu arttırıyor.
Sidmouth
Sidmouth Doğu Devon Bölgesi'ndeki küçük bir ilçe. Denize doğru uzanan yüksek falezlerin yanı başında yemyeşil tepelerle çevrili bir vadinin denizle birleştiği noktasına kurulmuş, insana "ben burada bir ömür yaşarım" hissi veren muhteşem manzarasıyla kendi halinde, sakin bir kasaba. Nüfusunun yarısına yakınının 65 yaş üzeri insanlardan oluştuğu, daha çok emekli olunca insanların yerleşmeyi tercih ettiği bir yerleşim yeriymiş. Ben de emeklilik dönemimi burada geçirmek isterdim doğrusu Sidmouth'a Exeter'den bir saat bile sürmeyen bir otobüs yolculuğunun sonunda varıyorsunuz. Kendi aracınızla seyahat ediyorsanız ne ala, böylece Sidmouth'a gelene kadar yol boyunca size eşlik eden doğanın da tadını daha çok çıkarabilirsiniz.
Sidmouth'un taşlık sahilinde batıya doğru yürüdüğünüzde bir kumsala ulaşıyorsunuz, burası sahilin sonu gibi görünüyor ancak burası bir son değil, farklı bir koya, farklı bir güzelliğe açılan kısa bir geçiş sadece. Kumsalı takiben sahilin sonunda kayalıkların hemen kenarındaki bir patika yoldan devam ettiğinizde karşınıza başka büyük bir sahil çıkıyor. Ancak buradan diğer sahile geçmeden önce de durup fotoğraf çekeceksiniz eminim, bizim yaptığımız gibi.
İşte bahsettiğim diğer sahil de yukarıdaki resimde gördüğünüz sahil, ismi Jacob's Ladder Beach. Oldukça geniş olan bu sahil kum ve çakıldan oluşuyor ve çakıllar da özel olduğu için devlet koruması altındaymış. Hemen yukarısında yer alan Connaught Gardens ile sahili birbirine bağlayan beyaz ahşap merdivenler bu sahile ismini veren merdivenler aynı zamanda. Bahçe 1800'lü yılların başında inşa edilmiş ve oldukça ünlü ve güzel. Aynı tarihlerde de merdivenin ilki inşa edilmiş. Ancak 1900'lü yılların başında oluşan bir erozyonla yıkılmış ve sahille bahçenin bağlantısı kopmuş. Daha sonra orijinaline benzer şekilde bugünkü merdiven inşa edilmiş.
Bahçenin hemen köşesinde denize doğru bakan yüksekçe bir kayanın üzerinde ise The Clock Tower isimli bir cafe & restoran var, buraya ister sol taraftaki beyaz merdivenlerden isterseniz de sağa doğru uzanan yeşilliklerin içinden geçen merdivenlerden yukarıya çıkarak ulaşıyorsunuz.
17. yüzyılda kireç ocağı olarak inşa edilmiş yapı bugün cafe restoran olarak hizmet veriyor. Çok güzel bir bahçesi bölümü ile küçük pencerelerinden dışarısının sakinliğini izleyebileceğiniz üst kat bölümü bulunuyor. Burada yemek yemeseniz bile oturup en azından bir kahve içmemek olmaz.
Sidmouth günübirlik gidilebilecek bir yer olduğu gibi özellikle yaz döneminde bir tam günü plajın ve denizin tadını çıkarmak için konaklanabilecek de bir yer. Konaklama için çok sayıda otel mevcut. Bir kez daha bu bölgeye gidebilirsem mutlaka bir geceyi burada geçirmeyi planlıyorum.
Benim kısa ama oldukça keyifli güney İngiltere turum böyle geçti. Buna vesile olan arkadaşıma bir kez de buradan teşekkür etmek isterim. Dediğim gibi olur da bir gün tekrar gidersem mutlaka arabayla ve bütün Jurassic Coast'ı görecek şekilde bir plan yapacağım ve büyük olasılıkla yine insan kalabalığının olmadığı sonbahar aylarından birini seçeceğim.
17. yüzyılda kireç ocağı olarak inşa edilmiş yapı bugün cafe restoran olarak hizmet veriyor. Çok güzel bir bahçesi bölümü ile küçük pencerelerinden dışarısının sakinliğini izleyebileceğiniz üst kat bölümü bulunuyor. Burada yemek yemeseniz bile oturup en azından bir kahve içmemek olmaz.
Sidmouth günübirlik gidilebilecek bir yer olduğu gibi özellikle yaz döneminde bir tam günü plajın ve denizin tadını çıkarmak için konaklanabilecek de bir yer. Konaklama için çok sayıda otel mevcut. Bir kez daha bu bölgeye gidebilirsem mutlaka bir geceyi burada geçirmeyi planlıyorum.
Benim kısa ama oldukça keyifli güney İngiltere turum böyle geçti. Buna vesile olan arkadaşıma bir kez de buradan teşekkür etmek isterim. Dediğim gibi olur da bir gün tekrar gidersem mutlaka arabayla ve bütün Jurassic Coast'ı görecek şekilde bir plan yapacağım ve büyük olasılıkla yine insan kalabalığının olmadığı sonbahar aylarından birini seçeceğim.
No comments:
Post a Comment