Keşke sana daha önce söyleyebilseydim eşcinsel olduğumu. Keşke onca sene olmadığım biri gibi davranmasaydım sana karşı. Sen ki hayatta en sevdiğim en değer verdiğim varlıksın. Herkesten çok senin hakkın yok muydu bilmeye bunu? Tam 30 yıl bekledim söyleyebilmek için. senin bana bunu öğrendiğin gece dediğin gibi : gerçek oğlunu 30 yıl sonra tanıdın. Tam 5 yıl; sana söylemeye karar vermemle söylemem arasında geçen süre. Benim yanıma taşınıp birlikte yaşadığımız 1,5 yıl süresince de hep söylemek istedim ama cesaret edemedim, sen anla diye bekledim işin kolayına kaçarak. Meğer sen de anlarmışsın da anlamak istemezmişsin be annecim. Neyse ikimizde topladık cesaretimizi ve nihayet konuştuk. Üzerimden büyük bir yük kalktı 3 yıl önce. Meğer ne büyük bir ağırlıkmış insanın en sevdiklerinden özünü gizlemesi. Şimdi kuş gibi hafifim anne, senden gizlediğim hiçbir şey yok. Sevgilimden ayrıldığım da arayabiliyorum ya seni, derdimi anlatıp ağlayabiliyorum ya. Kaç çocuğa nasip olur ki böyle bir anne. Biliyorum bir oğlunun daha eşcinsel olduğunu öğrenmen seni biraz sarstı ama yine anladın sen bizi. Sen başkalarının anneleri gibi üzmedin ya bizi annem sen de hiç üzülme emi annelerin en güzeli.
Sana söylemeden önce benim eşcinsel olabileceğimi düşünmüş müydün?
Evet. Şüphelerim vardı. Fakat söylemedim bunu hiç. Çünkü böyle bir şeyi kendi çocuğuma kondurmak istemiyordum, yakıştıramıyordum.
Şüphelenmene ne neden oldu ve neden yakıştıramıyordun?
Çok yakın bir arkadaşın vardı ama aranızdaki normal arkadaşlıktan farklı görünüyordu. Yani bakışlarınız falan farklıydı. Bir de senin evinde bazı gey dergiler görmüştüm. O da şüphelerimi arttırdı. Hatta senin eşcinsel olabileceğinden şüphelendiğimi Anıl’a söyledim. O da yok canım dedi.
Neden yakıştıramıyordum, çünkü bizim toplumumuzun böyle bir şeyi kaldıramayacağını düşünüyordum. Bir de bu doğruysa ben ne yaparım diye düşünüyordum. Hem toplumu hem de aile çevresini düşündüm. Ne tepki gelebileceğini düşünüp sıkıntı yaptım kendime.
Türk toplumu ne düşünüyor sence bu konuda?
Ahlâksız buluyorlardır bunu. Tâbii dinin de etkisi var bence. Meselâ bir erkeğin bir kadından ters ilişki istemesi de yasak dinen ve aykırı bir şey. İki gey arasındaki ilişki bu. bu yüzden bunun günah diye düşünüyorlar. Bir de birçok insan bunun hastalık olduğunu düşünüyor. Hatta ilk başlarda ben de hastalık mı, tedavisi var mı diye düşünmedim desem yalan olur. Bir de aileler kendilerini suçlayabiliyorlar, çocuklarını iyi yetiştiremedikleri için böyle olabileceğini düşünenler var. Yani suçu kendilerinde de arıyorlar. Ama ben buna katılmıyorum.
Neden katılmıyorsun?
Çünkü benim heteroseksüel bir oğlum ve bir kızım var. sonuçta hepsini ben yetiştirdim, aynı şekilde yetiştirdim. O zaman kızım da lezbiyen olmalıydı. Böyle olduğunu düşünmüyorum. Ben bunun sonradan olduğunu düşünmüyorum. Yani aile ile de ilgisi yok, yetiştirme ile de ilgisi yok.
Gelelim benim sana eşcinsel olduğumu söylediğim güne… biraz anlatsana o günü ve duygularını.
Ben seni Ankara’ya ziyarete geldim her sene olduğu gibi. Sanırım Anıl sana benim senden şüphelendiğimi söylemiş sen de bana bunu sordun. Senden bir açıklama bekliyorum dedim. Sen de bana detayıyla anlattın. Sen o gün bana bu durumun hastalık olmadığını, sonradan olmadığını, hastalık olmadığı için tedavisi de olmadığını söyledin. Dernekten bahsettin, gey lezbiyen derneğinde çalıştığını söyledin. Zaten ben önceden biliyordum o dernekte çalıştığını. Doktora çıkayım diye bana gönderdiğin vizite kağıdında görmüştüm işyerinin adını. Ben şüphelerimde haklı olduğumu öğrenince şok oldum. Çok şaşırdım, günlerce inanmak istemedim ama yapılacak bir şey yok sonuçta. Ağladım da tabi ki. Ben sana o gece “Ben gerçek oğlumu 30 yaşında tanıdım. Keşke daha önce söyleyebilseydin” dedim. Benden saklamanı istemezdim.
Kabullenme sürecin nasıl oldu?
Neticede evlâdımsın, oğlumsun. Kaybetme korkusu da oluyor tâbii evlâdını. Senin gey olman benim sana olan sevgimi asla azaltmadı ya da aramızdaki ilişkiyi etkilemedi. Çünkü ben seni seviyorum. Senin o kendi hayatın ve seni ilgilendirir. Ama tâbii yine de evlenmeyeceğini, torun sahibi olamayacağını bilmesi üzüyor insanı. Ben sana bunu dediğim de sen bana kızın torun ihtiyacını karşılıyor ailenin demiştin. Ama yine de istemezdim böyle olmasını. İşyerinde olsun ya da toplum içinde olsun zorluk çekersiniz diye düşünüyorum. İnsanların bakış açıları nasıl olur demiştim çok iyi bakmıyor insanlar bu duruma.
Pek i tam bu duruma alıştın. İkinci bomba geldi. Anıl sana eşcinsel olduğunu söyledi. Nasıl söyledi ve ne hissettin?
Aslında Anıl’dan da şüphelerim vardı. Hiç kız arkadaşı olmadı. Soru sorardım kız arkadaşın var mı, ilgini çeken biri diye ama Anıl hep hayır deyip geçiştiriyordu. Bir de sen Anıl’a Kaos GL dergileri gönderiyordun, ben de niye diğer oğluma değil de Anıl’a geliyor bunlar diye düşünüyordum. Şüphelerim artıyordu demek ki bu da işin içinde diyordum.
Bir gün dayanamadım ve sende mi geysin diye sordum Anıl’a. O da “Soruyor musun bunu, cevaplamama gerek var mı? Bilmiyor musun sanki” diye cevap verdi. Tâbii ben ikinci şoku yaşadım. O zaman isyan ettim ben. Olamaz böyle bir şey dedim. Bir ailede bir gey olur diye düşünüyordum ikincisi fazla geldi.
Ben evden uzaktım yıllardır ve ben sana söyledikten sonra da sen Ayvalık’a geri gittin. Ama Anıl’la beraber yaşıyordun. İlişkiniz nasıl etkilendi?
Üzüldüm tâbii ki. Biraz da tartıştık. Sana söylediğim şeyleri ona da söyledim. Evlilik falan. O tartıştığımız dönem biraz limoniydi aramız. Ama sonra tâbii ki düzeldi. Çünkü o da oturttu beni karşısına ve senin anlattıklarını anlattı ve anlamamı beklediğini söyledi. Sonuçta o da benim oğlum ve onun kişisel tercihi beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren sizin benim oğlum olmanız. Ama önceden Anıl gece 2’de bile gelse merak etmezdim. Öğrendikten sonra saat 12 olunca telefonla aramaya başladım. Çünkü korkuyordum başına bir şey gelmesinden, biri bişey yapar, döver falan diye korkmaya başladım. Mesela seni öğrendikten sonra da böyle bir endişem olmadı ama Anıl’da oldu. Çünkü Anıl’ı daha savunmasız gördüm belki de yaşından dolayı. Onu korumam gerekir diye düşündüm.
Daha önce eşcinsellikle ilgili ne duymuştun ne biliyordun ve bizim anlattıklarımızdan sonra ne düşünüyorsun?
Ben eskiden eşcinsellik diye bir kelime bilmiyordum. Başka türlü deniyordu, iki erkek karı koca hayatı yaşıyor diyorlardı. Benim yaşadığım ilçede annemin en yakın komşuları birlikte yaşayan iki erkekti. Ve bütün mahalle onların karı koca hayatı yaşadığını biliyorlardı. Büyük bahçeleri vardı ve konu komşu gider onlarda oturur, muhabbet eder, çay içerdik. Kendi dünyalarında yaşayan zararsız insanlardı ve onları bilirdik ama severdik, gider gelirdik. Benim çocukluğum onların bahçesinde geçti. Bizim çevremizde onlar normal bir aile gibi karşılanıyordu, dışlanmadılar hiç. Ki bu yıllar önceydi. O zaman dışlanma yoktu. Birlikte alışverişe çıkıyorlardı, kimse dalga geçmiyordu ya da dışlanmıyorlardı.
Beni ilgilendirmiyordu ve rahatsız etmiyordu ama kendi çocuklarım olunca daha farklı tâbii. Şu anda yine hastalık olmadığını, sonradan olmadığını, aile ile ilgili olmadığını düşünüyorum. Şimdi eşcinselleri dışlama var. Çünkü siz anlatıyorsunuz nasıl zor olduğunu. Ama o zaman nasıl böyle rahattı ve şimdi zor bunu bilmiyorum.
Kaos GL dergileri okudum sen verdikten sonra. Canım ailem öykülerini de okudum sen göndermişsin Anılla bana, okusun diye. Anlamaya çalıştım. Aileler çok tepkili. Hatta okuyunca ben mi tuhafım onlar mı dedim.
Şimdi biliyorsun ki iki oğlun gey ve gelinin olmayacak onlardan. Ama onların ilişkileri var, tek fark kadınla değil erkekle. İlişkileri hakkında ne düşünüyorsun?
Sizin yaşadığınız hayatınızdan mutlu olup olmadığınız önemli olan. Siz mutluysanız sorun yok. Geçen yaz sen sevgilinle Ayvalık’a geldin. İlk sevgilindi resmi olarak benim bildiğim yani açık açık söylediğin. Geldiniz, evimde kaldınız, yedik, içtik, güldük. Çünkü artık niye oldu, noldu diye düşünmüyorum, ben sizi bir çift olarak gördüm ve kabul ettim sonuçta. Artık önemli olan bu benim için. Kadın olmuş erkek olmuş değil önemli olan sonuçta insan olması önemli.
Ben Anıl’a “Güzel, temiz ve iyi bir kızla gelseydin kolunda,” demiştim. Öyle biriyle gördüğümde mutlu olurdum demiştim. Anıl’da bana “Ben de sana yine güzel, temiz ve iyi bir erkek bulur, getiririm.” demişti. Ağlarken güldürdü beni. Bir yandan haklı. Demek istediğim de bu insan olsun derken.
Söylemek istediğin başka bir şey var mı?
Toplum çocuklarımızı dışlamasın, anlayışlı olsunlar. Ben iki erkeğin ya da iki kadının birbirini sevebileceğine inanıyorum. Toplumda bunu anlasın, saygı göstersinler.
No comments:
Post a Comment