Son zamanlarda bir çok gruba ve soliste ev sahipliği yapan ve haklı olarak Ankara’nın en iyi sahnelerinden biri haline gelen IF Performance Hall’de bu sefer Göksel vardı sahnede. Göksel’in sahne almasını beklerken ardı ardına çalan ve bazılarını sinevizyondan klipleriyle birlikte dinlediğimiz/izlediğimiz Madonna şarkılarıyla dans ederken biraz yorulsak da Göksel’i izlemenin bu yorgunluğa değeceğini düşünüyorduk. Ne mutlu bize ki gecenin sonunda da aynı fikirdeydik. Gece yarısını biraz geçe sahnede göründü Göksel, Yarabbi Şükür parçasıyla güneş gibi doğdu sahneye. Güneş gibi doğdu diyorum çünkü bel kısmı siyah korse ve diğer tarafları sarı -ama sapsarı- olan şirin mi şirin bir elbiseyle giriverdi sahneye. Üzerinde durmakta zorlanıyor gibi göründüğü yüksek topuklu ayakkabılarıyla da pek bir sevimli görünüyordu. Göksel varmış sahnede, dursun biraz canım, biz ondan evvel elbisesini konuşuverdik hemen 3-5 saniye içinde. Ama Göksel’e odaklanmakta uzun sürmedi hani, hemen başladık söylemeye “taksi, hey taksi... bu havada durmaz ki... neyse!” pek bir utangaç çıktı sahneye, sanki orda seyirciler arasında duruyormuş da biri itivermiş gibi. Sonrasında bir açıldı pir açıldı, o utangaç Göksel gitti yerine, hoplayan zıplayan, yerinde duramayan bir Göksel geldi. .Sahnenin en önünde olduğumuz için pek bir sıkı fıkı olduk Gökselle. Sahnenin tabanında oraya buraya yapıştırılmış, söyleyeceği şarkıların listesini de okuduğumuz için daha en başından “kardan adamlar” diye istekte bulunmaya başladık kendisinden. Neyse ki çağrımız çabuk yanıt buldu da konserin sonuna kadar çırpınmak zorunda kalmadık. Çıtı pıtı, kıpır kıpır, hem sahnede kendi eğlenen hem de seyircisini eğlendirebilen biri Göksel. “Dursun Zaman”ı söylerken sesiyle bizi büyüleyen, “kurşuni Renkler” de herkesi hüzünlendiren, Ajda’nın “Uykusuz her gece” şarkısında herkesi deli gibi dans ettiren, Uğur, Barış ve benim isteğim olan “Kardan Adamlar”ı söylerken bana bir kez daha uzun uzun ah çektiren Göksel neden gey ikonlar arasında yok ki diye de düşündürdü bizi. Kısmet... bir sonraki gey ikonlar anketinde üst sıralarda görürüz belki kendisini, eğer konser bitişinde Uğur’un eline tutuşturduğu iki adet Kaos GL dergisini okuyup bir gün bir yerlerde eşcinsellikle ilgili iki çift laf ederse (olumlu tabi, yoksa madi listesine girer vallahi gey ikon yerine), zaten müziği, sesi, cıvıl cıvıl klipleriyle hatırı sayılır bir gey hayran kitlesi olan sevgili Göksel neden olmasın ki yeni bir gey ikonu. Neyse uzun lafın kısası, eğlendik, hüzünlendik, dansettik, güldük, içtik Göksel’in eşliğinde. İyi de yaptık, iyi ki geldin Göksel!
Saat 2 civarı evin yolunu tutmuşken dilimde hala Göksel şarkıları, üzerimde de yoğun bir sigara kokusu... (yasaklasınlar artık canım kapalı mekanlarda sigarayı)
No comments:
Post a Comment