April 23, 2012

Pornografik bir aşk filmi: Futbol fanatizmi


Dün sabah toplantı salonunda konuşurlarken duydum ki akşam Galatasaray-Fenerbahçe maçı varmış. E tabi her hafta maç var sonuçta, önemsemedim pek. Sonra toplantı bitti dışarıya çıktım. Aman tanrım! O da ne! İstiklal caddesinde her iki kişiden birisi üzerindeki Galatasaray formasıyla arz-ı endam ediyor. Öbek öbek erkek grupları birbirlerini sloganlarla selamlıyorlar. Sağa gittim olmadı, sola gittim olmadı, kurtuluş yok sloganlardan ve küfürlerden. Bütün kafeler, bütün barlar ve hatta İstiklal’in ucube AVM’sinin içi bile bunlardan dolu. Nevrim döndü, kurtulmam lazım ama nasıl diye düşünürken onların en olmayacakları yeri aramaya başladım ve buldum: Mephisto Kitabevi. Mephisto’nun üst katında onlardan bir tanesinin bile olmadığı kafenin ikinci katının en dipteki masalarından birine oturdum ve bu insanların ruh halini düşünmeye başladım. Bu yazı futbolu ya da futbol severleri yargılama yazısı değildir, hele bir aşağılama yazısı hiç değildir. Bu yazı futbolu bir oyunun ötesinde görenleri, sevmenin ötesine götürenleri, futbolu hayatlarının anlamı yapan erkekleri anlamak için kendi içimde konuştuklarımın yazıya dökülmüş halidir.  

Futbol da “kitleleri uyuşturan bir afyon” olarak tanımlanır, tıpkı din gibi.  Bu afyon mevzusu kapitalizmin insanları daha rahat sömürebilmek adına insanların ellerine verdiği çeşitli oyuncaklara gönderme yapsa da ben işin uyuşma hali üzerinde duracağım. Evet, ben de futbolun bir afyon olduğunu düşünüyorum. Üstelik bu afyonun süper kafa yaptığını ve insanın içindeki ilkelliği dışarı salıvermesine zemin hazırladığını da düşünüyorum. Hani magic mushroom vardır ya, Amsterdam’a gidilince illa ki yenilen. İşte onu yediğinizde halüsinasyonlar başlar. Aslında o mantarlar zehirlidir ve bile isteye o zehirli mantarları yersiniz ki hayaller alemine dalasınız. Bu mantarı yedikten sonra neler göreceğiniz ise hayal gücünüzle sınırlıdır yani sınırsızdır. İşte bu futbol fanatizmi denilen şey de tıpkı o magic mushroom gibi, bile isteye içine girilen bir durum, bir ruh hali, daha da ötesi bir yaşam biçimidir. Çünkü futbol fanatizmi hiçbir şey yapamasa bile en azından sizi bir grubun parçası yapar, kendinizi bir yere ait hissedersiniz, var olduğunuzu, kabul edildiğinizi ve de önemsendiğinizi hissedersiniz. Ve öyle bir hayali dünyanın içine girersiniz ki, normal şartlarda gerek kişiliğiniz gerekse toplumsal normlar yüzünden yapamayacağınız şeyleri, sergileyemeyeceğiniz davranışları kamusal alanda kolaylıkla yapmaya/göstermeye başlarsınız. Çünkü güruh olma hali sizi uyuşturur ve olduğunuzdan büyük, olduğunuzdan güçlü ve tabi ki olduğunuzdan erkek hissedersiniz kendinizi. Çünkü tek başına bir erkekken çok erkek oluverirsiniz, sizinle aynı dili konuşan ve birkaç saatliğine de olsa sizinle aynı duyguyu ve coşkuyu paylaşan çok erkekten biri oluverirsiniz. Başka zaman olsa pis pis bakabileceğiniz, gıcık olabileceğiniz bir erkek öbeğini ciğerinizi parçalama bahasına da olsa attığınız sloganlarla selamlarsınız, birbirinizin küfürlü sloganlarını tamamlayarak bir bütün olursunuz.

Kısacası tıpkı magic mushroom yediği için ayakları yerden kesilmiş, zihnen başka mekana geçmiş, zihni hayal gücünün elverdiğince o sanrıdan bu hezeyana koşan bir kişiye dönüşürsünüz. Hem de magic mushroom yemeden. Buradaki mantar futbola, güruh halinde hareket edip küfürler sallayarak caddelerde dolaşmak da kitlenin kolektif hayal gücünün ulaşabileceği son nokta olarak halüsinasyona tekabül eder. İşte bu noktada sıradan bir oyun olan futbol, fanatizme dönüş(türül)ür. Böylece futbol, erkeklerin erkekliklerini ispat etmelerini, yeniden üretmelerini ve kamusal alanda çüklerinin gücünü gösterebilmelerini meşru kılan sistemlerin en kolektifi olarak erkek dünyasının vazgeçilmezlerinden biri haline gelir.  

Dolayısıyla futbol erkeklerin erkekliklerini kutsamak üzere kullandığı bir araçtır sadece. Elbette oyunun kendisinin içinde barındırdığı güç, hırs ve şiddetin de kendisinin bir araç olarak kullanılmasındaki rolünü es geçmemek gerekir. Belki de başta masum ve sıradan bir oyun olarak kurgulanmış olan futbolun fanatizme dönüşmesindeki etken budur.

Her ne şekilde olursa olsun şunu diyebiliriz ki; futbol erkekliği, erkeklik de futbolu besler. Bu yüzden küfürsüz bir futbol maçı tahayyül etmek ütopyadan başka bir şey değildir. Çünkü erkekler çüklerinin başrolde olmasından haz alırlar, o çüklerini futbolculara, kale direklerine, sahadaki çime, karşı takıma, o takımın taraftarlarına, hakemin düdüğüne, kartına ve en çok da hakeme sokmayı severler. Sadece çüklerini değil, kafalarını, bacaklarını, kollarını da bu işe karıştırarak nihayetinde benim İstiklal caddesinde Galatasaray taraftarı olarak karşılaştığım ama dünyanın herhangi bir yerinde, herhangi bir futbol takımının taraftarı olarak öbek öbek yürümekte olan çüklere dönüşürler. Çünkü erkeklik kendisini farklı farklı hallerde var etse de futbol fanatizmi bu erkekliklerin ortak alanlarından birisidir. Nihayetinde sergilenen evrensel bir erkeklik şovudur ve pornografik bir aşk filmidir futbol fanatizmi.


No comments:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Paylaş