November 14, 2012

AKP 10 yılda bizim için ne yaptı?


AKP iktidarının 10. yılını doldurduğu şu günlerde her köşe başında on yılın bir değerlendirmesi yapılıyor. Demokrasiden basın özgürlüğüne, sağlık sistemindeki reformlardan eğitim sistemindeki değişikliğe, ana dil tartışmalarından yargı bağımsızlığına kadar pek çok konu masaya yatırılıyor, tartışılıyor, muhakeme ediliyor. Elbette herkes kendi ilgi ve mücadele alanı üzerinden değerlendirmelerle katılıyor bu sürece. Bu yüzden benim bu on yılı hangi açıdan değerlendirmeye çalışacağımı da kolaylıkla tahmin etmişsinizdir: LGBT hakları ve LGBT bireylere karşı işlenen nefret suçları. 

Ben sizi 2002 yılında seçim arefesinde Başbakan Erdoğan’ın katıldığı bir programa götürmek istiyorum. Programın adı: Abbas Güçlü ile Genç Bakış. Anlayacağınız üzere Erdoğan partisinin seçilmesi halinde yapacakları icraatları anlatıyor, gençlerin sorularını yanıtlıyor. İşte o gençlerden birisi şu soruyu soruyor Erdoğan’a: 

“Bildiğimiz gibi Türkiye’de gey ve eşcinsel vatandaşlarımız var. Bu gey ve eşcinsel vatandaşlarımıza evlilik hakkı gibi haklar taşımayı düşünüyor musunuz? Ya da bu haklar konusunda kişisel olarak ne düşünüyorsunuz?”

Gencin sorusunun orta yerine Abbas Güçlü “haydaa” diye girerek kahkahalar atmaya başlıyor, salondaki tüm katılımcılar da Güçlü’nün bu kahkasına eşlik ediyorlar. Kahkalarla bölünse de sorusunu tamamlamayı başarıyor genç. Ve Erdoğan’dan şöyle bir yanıt alıyor:

Eşcinsellerin de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence altına alınması şart. Zaman zaman bazı televizyon ekranlarında onların da muhatap oldukları muameleleri insanı bulmuyoruz.”

Yıl 2002, seçimlerin hemen öncesi... Hatırlamıyorum, belki bu cümle bizi heyecanlandırdı, belki farkına bile varmadık ama zaman herkesi “kucaklama” zamanıydı ve biz de ilk -ve son- kez o zamanın parti başkanı, son on yılın başbakanı tarafından kucaklandık. Sonraki yıllar boyunca hep sesimizi duyurmaya çalıştık, hep bağırdık, “ayrımcılığa uğruyoruz” dedik, dahası “öldürülüyoruz” dedik ama kimse duymadı. Başbakan olunca parti başkanı olarak belirttiği kişisel görüşünün arkasında durur sandık ama yanıldık. Önce 2004 yılında “İleride bakarız” diye geçiştirdi LGBT haklarına ilişkin talepleri. Sivil anayasa çalışmaları başladığından bu yana da LGBT örgütlerinden gelen, anayasaya “cinsel yönelim” ve “cinsiyet kimliği” ibarelerinin eklenmesi talebini duymazdan geldi. Dahası partili arkadaşları, bakanları “23. yüzyıda belki” dedi “onların derdi başka” dedi ve en son "eşcinselliği anayasanın hiç bir yerinde görmek istemiyorum” dedi. Onlar bunları söylerken Erdoğan “durun arkadaşlar ben 2002 yılında şöyle demiştim” demedi, sessiz kaldı. Geçtiğimiz ay da Anayasa Komisyonu üyeleri hemfikir oldular  ve anayasaya cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği eklenmesi talebini topyekün kenara attılar. Oysa kendisi de demişti 2002 yılında, yasal güvence altına alınmaları şart diye...

Peki bize ne mi oldu bu 10 yıl içinde? Biz onlarca kez öldürüldük, yüzlerce kez darp edildik, binlerce kez dövüldük. Bize bunu yapanların büyük çoğunluğu yakalanamadı bile. Yakalananlar da “ters ilişki” teklif ettiğimiz için(!) ceza indirimi aldılar, bir kaç yıl hapis yattıktan sonra da “iyi hal”den serbest bırakıldılar.

Kayıt altına alabildiğim kadarıyla 2007 yılı başından bu yana tam 71 kez öldürüldük, çoğunlukla bıçaklanarak, öyle bir iki değil onlarca bıçak darbesiyle hem de, kimi zaman boğazımızı kestiler, kimi zamansa kafamıza kurşun sıktılar. Bazen parçalara ayrılmış olarak buldular bizi bir çöp konteynerinin içinde. Yıllar boyunca biz tek tek öldürülürken ve öldürülmeye devam ederken Başbakan hep sessiz kaldı. Oysa ne güzel diyordu: “muhatap oldukları muameleleri insani bulmuyoruz” diye. Peki bunca yıl insan bunu bile bile, bunu göre göre nasıl sessiz kalır? Kalırsa nasıl insan olur?

Duymamış olmalarına imkan yok çünkü soruldu da kendilerine. 16 Nisan 2008 tarihinde TBMM’de bir ilk yaşandı. Sabahat Tuncel tarafından meclise LGBT vatandaşlarla ilgili bir soru önergesi sunuldu, ilk kez. Sorulanlar sıkıntılarımızın kısa bir özetiydi:

1.Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transeksüel yurttaşlarımızın ayrımcılığa uğramadan çalışma ve barınma haklarına kavuşması, yaşamın her alanında kendini var edebilmesinin önünü açabilecek yasal güveceler getirilmesi konusunda, çalışmanız var mıdır?

2. Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüel yurttaşlarımıza yönelik ve kimi zaman onların hayatına kastedecek toplumsal alandaki olumsuz algı ve ayrımcı uygulamaların değiştirilmesi için düzenlemeler gündeminizde midir?

3. Lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüel yurttaşlara yönelik şiddet uygulayanların hafifletici sebeplerin varlığından kaynaklı ceza indiriminden yararlanmaması için, ne gibi adımlar atmayı düşünüyorsunuz?

 Beklenen cevap Haziran ayında geldi. Adalet Bakanı  Mehmet Ali Şahin “LGBT’lere ayrımcılık yok” dedi. Bakan’ın bunları söylediği o Haziran ayında İstanbul’da bir eşcinsel, Kuşadası’nda bir transeksüel öldürüldü. Şahin’ın herkesi koruduğunu söylediği 10. Madde bizi korumuyordu işte!

Biz bu on yıl içinde dernekler kurduk, sivil anayasaya dair söz söylemek, nefret suçlarına dikkat çekmek için komisyonlar oluşturduk, milletvekilleriyle görüşmeler yaptık, onlarca basın açıklaması, onlarca eylem düzenledik, homofobi karşıtı buluşmalar düzenledik, onbinler olup İstanbul’da yürüdük, kısacası derdimizi anlatmaya çalıştık sırf daha az öldürülelim, sırf daha az dövülelim ve sırf daha az hakarete uğrayalım diye! Başbakan duymadı, siz de duymadınız, aslında kimse duymadı.

Peki ne yaptı bu on yıl içinde AKP iktidarı? Bir araya gelmek, sesimizi daha güçlü çıkarabilmek için kurduğumuz dernekleri “genel ahlak”a aykırı bulup her birini kapatmaya çalıştı,  “özendirmeyelim” diye yürüyüşlerimizi engelledi, transseksüelleri “kabahatli” bulup sokağa çıktıklarında trafiği engelliyorlar diye ceza kesti, üstelik polis memuruna kesilen ceza başı “maaş bonusu” vadetti, katillerimizi bir türlü bulamadı, bulduklarına da öldürdükleri sırf eşcinsel ve transeksüel diye ceza indirimi yaptı, transseksüellere karşı kalkışılan linç girişimlerine seyirci kaldı, insan hakları ihlalleri raporlarını görmezden, yöneltilen soruları duymazdan geldi,medayanın nefret söylemlerine karşı kılını kıpırdatmadı, uzun lafın kısası AKP iktidarı bizim için İYİ hiç bir şey yapmadı.

Şimdi diyeceksiniz ki islami tabanı olan bir partiden ne bekliyordun? Şunu söyleyebilirim; herhangi bir iktidardan beklediğimden fazlasını değil. Eşit vatandaşlık ilkesini benimsemesini, insan haklarına duyarlı olmasını ve haklar arasında hiyerarşi kurmamasını. Ha bir de ağzından bir söz çıkmışsa onu tutmasını.... Sadece AKP iktidarından değil bundan sonra gelecek olan iktidarlardan da beklentim bu. LGBT haklarının da insan hakları olduğunun kabul edilmesi, anayasal koruma, ceza kanununda nefret suçunun tanımlanması ve böylece uğradığımız ayrımcılığın azaltılması...

Sizce de iktidarda kaldığı on yıl boyunca bunların hiç birisi için en ufak bir adım atmadığı gibi sessiz kalan ve dahası köstek olan AKP bu konuda da sınıfta kalmadı mı?

Bahsi geçen programın konuyla ilgili bölümü aşağıdadır...

No comments:

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Paylaş