Doğum kadar ölüm de normal elbette, biliyorum, ama ben metanetli birisi değilim. Olmam mı gerekiyor, onu da bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa o da ölümü o kadar da doğal karşılayamadığım. Kendimi tutamıyorum, ağlıyorum. Dün de çok ağladım, kolay değil, iki yavru kediyi de aynı gün içinde kaybettim. İlkine müdahale edememiştim, o yüzden içim içimi yiyordu, daha erken görsem acaba kurtarabilir miydim diye. İkinci yavruya müdahale şansım olmasına rağmen yine de kurtaramayınca anladım ki erken farketsem bile ilk ölen yavruyu da kurtaramayacağımı.
Daha önce elime yavrular da doğdu, hatta İzmir'de sokaktan eve aldığımız kedinin doğumuna yardım bile ettim. Gitmemi istememişti çünkü yanından. Öyle güzel bir duyguydu ki o minicik yavrunun doğumunu tanık olmak. Öyle işte, doğuma tanık olmuştum ama ilk kez ölüme tanık oldum. Kedileri bilen bilir, öleceklerini anladıkları zaman kuytu bir yere giderler, biliyor onlar bir şekilde. Ama bu yavrunun bir yere gidecek mecali dahi yoktu. Sıcak tutmaya çalıştım, vücut ısısı yükselsin diye. Sıcak su torbasının yanında yatırdım. Veteriner öyle dedi çünkü. Şırıngayla su verdim ara ara, başında bekledim bütün gece, bir sürü yalvardım sen ölme bari diye. İşe yaramadı. Daha dün gündüz kıpır kıpır olan güzelim yavru bir kaç saat içinde eridi gitti gözümün önünde. Öleceğini anladığımda kucağıma aldım, o kadar hafiflemişti ki. Bir kaç dakika sonra son nefesini ellerimin arasında verdi. Bir mucize olsun isterdim ama olmadı işte.
Kuzularımın ömrü 5 haftaymış bu dünyada. Anneleri hala evin içinde onları arıyor, o aradıkça ben üzülüyorum. Kızım, yok onlar artık diyorum, ne anlasın ki beni. O ölümü anlamıyor, sadece yokluklarını hissediyor, belki sütünü boşaltması gerektiğinden, belki de içgüdüsel bir sorumlulukla. Bilmiyorum. Keşke biz de anlamasaydık ölümü. Ya da hayata ve hayatta olmaya bu kadar anlam yüklemeseydik keşke.
Öte yandan yine biliyorum ki bizi hayata bağlayan şey de ona yüklediğimiz anlam. Misal bugün Onur Yürüyüşü vardı, eğer yaşama bu kadar anlam yüklemeseydik bu yürüyüş bu kadar coşkulu olur muydu? Daha da ötesi böylesine bir yaşam ve hak mücadelesi verir miydik? Tüm canlılar gibi biz de hayatta kalma motivasyonuyla gelmiyor muyuz dünyaya, aynı zamanda da yaşatma motivasyonuyla.
Neyse, öyle işte. üzgünüm ben hala. Geçecek ama, ne de olsa alışıyoruz her türlü yokluğa zamanla.