|
Judith Butler |
Butler, cinsiyetin de tıpkı toplumsal cinsiyet gibi inşa edildiğini, dolayısıyla inşadan önce cinsiyet kategorilerinin olmadığı söylüyor. Gerçekten de böyle midir? Çoğu insan için bu sorunun cevabı elbette ki hayır olacaktır. Çünkü biyolojik olarak kadın ve erkeğin bariz farklılıkları vardır birçoğu için: Bu biyolojik farklılık türün bir kısmına doğurganlık özelliği verirken diğerinde bu özellik görülmemektedir. Peki, bu aynı türün iki farklı fonksiyonuna sahip bireyi için doğurganlıktan başka bir fark var mıdır gerçekten? Ya da bu fark şimdi “kadın” ve “erkek” dediğimiz iki farklı kategorinin varoluşlarında böylesine büyük bir farklılık yaratacak kadar büyük müdür? Aslında bunu tartışmak, hele de cinsiyet ve toplumsal cinsiyet üzerine inşa edilmiş bir varoluşun, bir kültürün içerisinden tartışmak oldukça zor. Çünkü kurulabilecek bütün cümlelere ve sorulabilecek bütün sorulara kültürün ve söylemin hazır bir cevabı var. Üstelik bu hazır cevaplar zihnimize öyle bir işlenmiş ki kolay kolay kimseye aksini söyletebilmek mümkün değil.