Dün sabah toplantı salonunda konuşurlarken duydum ki akşam Galatasaray-Fenerbahçe
maçı varmış. E tabi her hafta maç var sonuçta, önemsemedim pek. Sonra toplantı
bitti dışarıya çıktım. Aman tanrım! O da ne! İstiklal caddesinde her iki kişiden
birisi üzerindeki Galatasaray formasıyla arz-ı endam ediyor. Öbek öbek erkek
grupları birbirlerini sloganlarla selamlıyorlar. Sağa gittim olmadı, sola
gittim olmadı, kurtuluş yok sloganlardan ve küfürlerden. Bütün kafeler, bütün
barlar ve hatta İstiklal’in ucube AVM’sinin içi bile bunlardan dolu. Nevrim
döndü, kurtulmam lazım ama nasıl diye düşünürken onların en olmayacakları yeri
aramaya başladım ve buldum: Mephisto Kitabevi. Mephisto’nun üst katında
onlardan bir tanesinin bile olmadığı kafenin ikinci katının en dipteki
masalarından birine oturdum ve bu insanların ruh halini düşünmeye başladım. Bu
yazı futbolu ya da futbol severleri yargılama yazısı değildir, hele bir
aşağılama yazısı hiç değildir. Bu yazı futbolu bir oyunun ötesinde görenleri,
sevmenin ötesine götürenleri, futbolu hayatlarının anlamı yapan erkekleri
anlamak için kendi içimde konuştuklarımın yazıya dökülmüş halidir.