Stockholm'de en beğendiğim müzelerden birisi Vasa Müzesi. Müze ismini içindeki devasa savaş gemisinden alıyor. Bu savaş gemisi Baltık Denizi'nin kontrolünü Polonya'dan almak isteyen İsveç Kralı Gustavus Adolphus'un isteğiyle 1626 yılında inşa edilmeye başlanmış. İsveç'in sahip olduğu en büyük savaş gemisi olması planlanan bu geminin yapımı Hollandalı gemi inşa mühendisinin yönetiminde gerçekleşmiş ve Adolphus'un da acele ettirmesiyle 2 yılda tamamlanmış.
Gemi büyük bir törenle 10 Ağustos 1628 yılında sulara bırakılmış ancak geminin su üzerinde ancak 20 dakika kalabilmiş. Kıyıdan 120 metre açıkta insanların şaşkın bakışları arasında 32 metre derinliğe gömülmüş. Büyük umutlarla inşa edilen geminin bu kadar çabuk sürede batmasına bir suçlu aramaya girişilmiş. Yapılan araştırmalar sonucunda da geminin batmasına neden olan şeyin geminin üst güvertesine yakın koyulan ağır toplar olduğu ortaya çıkmış. Geminin alt kısmının hafifliğine karşın geminin üst kısmının her iki yanına yerleştirilmiş 48 topun ağırlığı geminin yan yatıp batmasına neden olmuş. Küçük bir mühendislik hatası devasa gemiyi sulara gömmüş.
Gemi tam 333 yıl Stockholm açıklarında denizin dibinde yatmış. 1959 yılında başlayan çalışmalar sonucunda da 1961 yılında geminin enkazı su yüzüne çıkarılmış. Onarılmış ve şu andaki müze inşa edilene kadar da 1988 yılına kadar geçici bir yerde tutulmuş. 1988 yılında da şimdiki yerine taşınmış. Müzeye girdiğiniz anda bütün heybetiyle sizi karşılayan geminin haricinde, gemiden kurtarılan malzemeler, insan iskeletleri de müze içerisinde sergileniyor. Ben ilk kez 2007 yılında gezmiş ve hayran kalmıştım. Bu seferki gidişimde ise asla unutmayacağım bir tecrübe yaşadım. ILGA Konferansı'nın bir akşam yemeği Vasa Müzesi'ndeydi. Vasa Müzesi bizim için kapatılmıştı ve geminin ön tarafının etrafına kurulmuş masalarda şarap ve güzel yemekler eşliğinde unutulmayacak bir gece geçirdik. Eğer yolunuz Stockholm'e düşerse Vasa'yı ziyaret etmeden dönmeyin.
No comments:
Post a Comment