January 10, 2013

Sokak hayvanlarının çilesi bitmiyor


Sokakta yaşayan hayvanlar bir çok tehditle karşı karşıyalar. En önemli sorunları da açlık ve susuzluk. Ancak sokak hayvanları için belki de en büyük tehdit insanlar. Sokakta yaşayan hayvanlar sıklıkla insanların şiddetine maruz kalıyorlar, sakat bırakılıyorlar, öldürülüyorlar, tecavüze uğruyorlar. Onları koruyan ve sahip çıkan insan sayısı ise Türkiye’nin nüfusuyla kıyaslandığında yok denecek kadar az. Oysa ki onların yaşam alanlarını muhteşem şehirleşmelerimizle birlikte bizler daralttık, onların yemek bulamamalarının, su kaynaklarına ulaşamamalarının sebebi bizleriz. Doğrudan olmasa da dolaylı yoldan ölümlerine sebep olanlar da bizleriz. Nasıl mı? Örneğin çöpe attığımız kırılmış bardak ve tabaklarımız çöp bidonlarında yemek arayan kedi ve köpeklerin yaralanmalarına ve bazen de ölmelerine sebep oluyor. Arabalarıyla, kazada olsa, çarpıp kaçan ve çarptığı hayvanı ölümle başbaşa bırakan da yine insanlar. Dolayısıyla sokak hayvanları aslında ne çekiyorlarsa insandan ve insanların yaptıklarından çekiyorlar.
İşte şimdi size sözünü edeceğim şey de sokak hayvanlarını olumsuz yönde etkileyecek yeni bir insan yapımı tehdit. Malum sokak hayvanlarını besleyen, onlar için evlerinin önüne, köşe başlarına bir kap su koyan ya da kış günlerinde daha sıcak bir yerde uyumalarını için onlara küçük evler yapan insanlar var. İşte o insanlar güçleri yettiğince sokaklarda yaşayan hayvanların sağlık sorunlarıyla da ilgilenmeye çalışıyorlar. Eczanelerden aldıkları aşıları, parazit ilaçlarını, uyuz ilaçlarını sağlık sorunu yaşayan hayvanlara uygulayarak onların sağlıklarına kavuşmalarına katkıda buunuyorlardı. Ancak son bir ay içinde durum değişti. Bakın, Sokak Hayvanlarnı Koruma Derneği üyesi olan bir hekim  arkadaşımız bu değişen durumu şöyle anlatıyor: “Bizler Sokak Hayvanları Koruma Derneği üyesiyiz.Yaklaşık 20 gün öncesine kadar veteriner depolarından aldığımız aşı, parazit ve vitamin ilaçlarını gönüllü veteriner arkadaşlarımızla birlikte uygulamakta idik. Şu an 3 TL'lik vitamin ilacını almak için ilaç satış ruhsatı olan veterinere 40 TL reçete bedeli ödeyerek 43 TL'ye almaktayız. Yaptığımız hizmet hem sokak hayvanlarımızı hemde toplum sağlığını ilgilendirmektedir. Öte yandan beşeri ilaç satan eczanelere gidip hemen her tür ilacı alabiliyoruz. Herhalde hükümetimiz sokak hayvanlarını insanlardan daha çok seviyor.”

Şu andaki durum bu. Geçen hafta twitter’da bir kaç hayvan hakları örgütüyle yaptığım yazışmalardan da bunun tüm ülke geneline –henüz- yayılmamış bir uygulama olduğunu öğrendim. Bir kaç hayvansever de böyle bir şeyle karşılaştıklarını dile getirdiler. Uygulama yavaş yavaş yayılıyor, yakın bir zamanda tüm ülkedeki hayvanseverler aynı sorunla karşı karşıya kalacaklar.  Belki Serdar Bey bu şekilde ilaç almaya devam edebilecek ama başka kaç kişi daha devam edebilecek ki? İnsanlar bütçelerinden ayırdıkları küçük bir miktarla sokak hayvanlarının sağlıkları için bir şeyler yapabiliyorken şimdi daha çok para harcamak zorunda kalacaklar. Bundan zararlı çıkan da yine sokak hayvanları olacak. Böyle bir uygulamanın amacı veterinerleri korumak ve daha çok para kazanması nı sağlamak mı? Kazansınlar elbette ama bu kazanç neden bir avuç hayvanseverin cebinden çıkıyor? Madem devlet veterinerinin maddi çıkarlarını korumak istiyor, o halde bunun ödemesini kendi cebinden yapabilir. Sokak hayvanları için veterinerin yazacağı reçete başına devlet veterinere ödeme yapabilir.

Sonuç olarak ben bunun sokakta yaşayan hayvanlar için olumsuz bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Devletin ya da belediyelerin bu duruma müdahale etmesi, eski sistemle devam edilemeyecekse bile hem hayvanseverlerin hem de sokak hayvanlarının mağdur edilmeyeceği bir uygulamaya evrilmesi gerekiyor.

1 comment:

David said...

geçen işkence gibi 4 yılda kocası, “Bak görüyor musun eşlerinden ayrılmak isteyen kadınlar, çatır çatır vuruluyor sokakta. Sizin ekmeğinizi ben veriyorum, seni sokağa atarım parasız pulsuz kalırsın” dedi. birimza imza imzakampanyası kampanya yardım

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Paylaş