Sokakta yaşayan hayvanlar bir çok
tehditle karşı karşıyalar. En önemli sorunları da açlık ve susuzluk. Ancak sokak
hayvanları için belki de en büyük tehdit insanlar. Sokakta yaşayan hayvanlar sıklıkla
insanların şiddetine maruz kalıyorlar, sakat bırakılıyorlar, öldürülüyorlar,
tecavüze uğruyorlar. Onları koruyan ve sahip çıkan insan sayısı ise Türkiye’nin
nüfusuyla kıyaslandığında yok denecek kadar az. Oysa ki onların yaşam
alanlarını muhteşem şehirleşmelerimizle birlikte bizler daralttık, onların
yemek bulamamalarının, su kaynaklarına ulaşamamalarının sebebi bizleriz.
Doğrudan olmasa da dolaylı yoldan ölümlerine sebep olanlar da bizleriz. Nasıl
mı? Örneğin çöpe attığımız kırılmış bardak ve tabaklarımız çöp bidonlarında
yemek arayan kedi ve köpeklerin yaralanmalarına ve bazen de ölmelerine sebep
oluyor. Arabalarıyla, kazada olsa, çarpıp kaçan ve çarptığı hayvanı ölümle
başbaşa bırakan da yine insanlar. Dolayısıyla sokak hayvanları aslında ne
çekiyorlarsa insandan ve insanların yaptıklarından çekiyorlar.
İşte şimdi size sözünü edeceğim
şey de sokak hayvanlarını olumsuz yönde etkileyecek yeni bir insan yapımı
tehdit. Malum sokak hayvanlarını besleyen, onlar için evlerinin önüne, köşe
başlarına bir kap su koyan ya da kış günlerinde daha sıcak bir yerde uyumalarını
için onlara küçük evler yapan insanlar var. İşte o insanlar güçleri yettiğince sokaklarda
yaşayan hayvanların sağlık sorunlarıyla da ilgilenmeye çalışıyorlar. Eczanelerden
aldıkları aşıları, parazit ilaçlarını, uyuz ilaçlarını sağlık sorunu yaşayan
hayvanlara uygulayarak onların sağlıklarına kavuşmalarına katkıda
buunuyorlardı. Ancak son bir ay içinde durum değişti. Bakın, Sokak Hayvanlarnı
Koruma Derneği üyesi olan bir hekim arkadaşımız bu değişen durumu
şöyle anlatıyor: “Bizler Sokak Hayvanları Koruma Derneği üyesiyiz.Yaklaşık 20
gün öncesine kadar veteriner depolarından aldığımız aşı, parazit ve vitamin
ilaçlarını gönüllü veteriner arkadaşlarımızla birlikte uygulamakta idik. Şu an
3 TL'lik vitamin ilacını almak için ilaç satış ruhsatı olan veterinere 40 TL
reçete bedeli ödeyerek 43 TL'ye almaktayız. Yaptığımız hizmet hem sokak
hayvanlarımızı hemde toplum sağlığını ilgilendirmektedir. Öte yandan beşeri
ilaç satan eczanelere gidip hemen her tür ilacı alabiliyoruz. Herhalde hükümetimiz
sokak hayvanlarını insanlardan daha çok seviyor.”
Şu andaki durum bu. Geçen hafta
twitter’da bir kaç hayvan hakları örgütüyle yaptığım yazışmalardan da bunun tüm
ülke geneline –henüz- yayılmamış bir uygulama olduğunu öğrendim. Bir kaç
hayvansever de böyle bir şeyle karşılaştıklarını dile getirdiler. Uygulama
yavaş yavaş yayılıyor, yakın bir zamanda tüm ülkedeki hayvanseverler aynı
sorunla karşı karşıya kalacaklar. Belki
Serdar Bey bu şekilde ilaç almaya devam edebilecek ama başka kaç kişi daha
devam edebilecek ki? İnsanlar bütçelerinden ayırdıkları küçük bir miktarla
sokak hayvanlarının sağlıkları için bir şeyler yapabiliyorken şimdi daha çok
para harcamak zorunda kalacaklar. Bundan zararlı çıkan da yine sokak hayvanları
olacak. Böyle bir uygulamanın amacı veterinerleri korumak ve daha çok para kazanması
nı sağlamak mı? Kazansınlar elbette ama bu kazanç neden bir avuç hayvanseverin
cebinden çıkıyor? Madem devlet veterinerinin maddi çıkarlarını korumak istiyor,
o halde bunun ödemesini kendi cebinden yapabilir. Sokak hayvanları için
veterinerin yazacağı reçete başına devlet veterinere ödeme yapabilir.
Sonuç olarak ben bunun sokakta
yaşayan hayvanlar için olumsuz bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Devletin ya da
belediyelerin bu duruma müdahale etmesi, eski sistemle devam edilemeyecekse
bile hem hayvanseverlerin hem de sokak hayvanlarının mağdur edilmeyeceği bir
uygulamaya evrilmesi gerekiyor.
1 comment:
geçen işkence gibi 4 yılda kocası, “Bak görüyor musun eşlerinden ayrılmak isteyen kadınlar, çatır çatır vuruluyor sokakta. Sizin ekmeğinizi ben veriyorum, seni sokağa atarım parasız pulsuz kalırsın” dedi. birimza imza imzakampanyası kampanya yardım
Post a Comment