Arjantin'den Brezilya'ya geçiş
25 Ocak 2020 / Sabah Foz do Iguaçu'dan Sao Paulo'ya uçuşum vardı, saat 11'de. Erken kalkıp kahvaltımı yaptım ve bir gün önceden ayarladığım hava alanı transferiyle 10 dakika mesafedeki Arjantin - Brezilya sınırına vardım. Arjantin tarafında taksiden bile inmeden pasaportumu verip geçişi hızlıca tamamladım. Brezilya tarafına varınca taksi beni beklerken, ben de sırada yaklaşık on kişinin olduğu sınır kapısında Brezilya girişim için beklemeye başladım. Küçük bir kağıda bir kaç bilginizi yazıyorsunuz ve görevli eğer sorarsa bir şeyler onları yanıtlayıp geçiyorsunuz, oldukça basit. Görevli bana bir şey sormadı, pasaportuma Brezilya damgasını vurdu, geçtim. Sınırdan on dakika uzaklıktaki hava alanına vaktinden epey önce vardım. Artık Brezilya'daydım.
İlk planlamaları yaparken Foz de Iguaçu'da da bir gün kalsam ve hatta oradan Paraguay'a geçsem mi diye düşünmüştüm. Ama daha önce oralara gitmiş arkadaşlarıma danışırken Bawer'in Uruguay'a geçmenin çok gereksiz olduğunu, sınıra yakın olan şehrin çok da görülmesi gereken bir yer olmadığını söylemesi üzerine vazgeçmiştim. O yüzden Foz do Iguaçu'nun yalnızca hava alanını kullandım.
1,5 saatlik bir uçuş sonunda Sao Paulo'nun uluslararası hava alanı Guarulhos'a indim. Nispeten hızlı bir geçişle hava alanından çıktım. Toplu taşımayla uğraşmak istemediğim için Uber'den araç çağırdım ve 45 dakikalık bir yolculuk sonrası beni misafir edecek arkadaşım Beto'nun Santa Cecilia semtindeki evine geldim. Bu Uber yolculuğu 60 Real (yaklaşık 15 usd) tuttu. Bir metro biletinin 1,25 usd olduğunu düşünürsek çok da ucuz değildi açıkçası.
Santa Cecilia
Eve vardığımda saat 3'e geliyordu. Biraz sohbet edip üzerine biraz dinlendikten sonra akşamüzeri dışarıya çıktık, hem sim kart almam gerekiyordu hem de para bozdurmam. O zaman öğrendim ki Brezilyalılar vakitlerini daha güvenli olduğu için alışveriş merkezlerinde geçiriyorlarmış. Biz de evin yakınlarındaki beş dakikalık bir araba mesafesindeki bir alışveriş merkezine gittik. İlk o zaman deneyimledim ve sonraları iyice anladım ki Brezilyalılar klimayı çok seviyor. Bana göre bir nevi buzhane olan alışveriş merkezinde hem sim kartımı alabildim hem de döviz bozdurdum. İki hafta geçerli 6 gb interneti olan bir paket aldım, Brezilya numaralarıyla da ücretsiz konuşmanın dahil olduğu bu paket için 52 Real (yaklaşık 14 usd) ödedim. Arjantin'deki kadar ucuz değil burada bu paketler, Arjantin'de 2 gb internetin içeren bir paket için sadece 140 Ars (2 usd ödemiştim)
Daha sonrasında açık büfe akşam yemeği olan bir restorana gittik. Brezilya'da böyle çok restoran var, girişte bir kart alıyorsunuz, kart dediğim kocaman bir plastik tablet, seçtiğiniz yemekleri tarttırdıktan sonra o karta işleniyor, çıkışta da o karttaki rakama göre ödeme yapıyorsunuz ve kartı çıkıştaki turnikeye taktıktan sonra ancak geçiş yapabiliyorsunuz. İlk başta tuhaf geldi ama bu tarz restoranlar genelde sirkülasyonu çok olan restoranlar olduğu için hem pratiklik sağlıyor hem de hesabını ödemeden çıkmayı imkansızlaştırıyor. Oradan çıktıktan sonra gidip bir pubta birer bire içtik, belki ikişer. Günü böyle kapattım.
26 Ocak 2020 / Bugün Pazar, istikametim Avenida Paulista. Burası Sao Paulo'nun 3 km uzunluğundaki, iş merkezlerinin, finans merkezlerinin, parkların, sergi salonlarının, müzelerin de bulunduğu en önemli bulvarlarından biri. Ve en güzel tarafı bulvarın Pazar günleri trafiğe kapatılıyor olması.
Cadde yürüyenler, koşanlar, bisiklet sürenler, paten kayanlar, soğuk içecek satıcıları, müzik grupları, dans gösterisi yapan gruplar, hediyelik eşya satıcıları, el yapımı takılar, tablolar satan tezgahlarla adeta bir bayram yeri, insanlar araçsız devasa bir alanın keyfini çıkarıyor. Herhalde bizim buradaki bu kadar merkezi bir caddeyi her pazar trafiğe kapatmaya kalksalar olay olur, Bu arada Sao Paulo'nun da hatırı sayılır bir trafiği olduğunun altını çizmek gerekir. Bu cadde diğer günlerde oldukça işlek ve trafiğin olduğu bir cadde. Ama isteyince her şey mümkün.
Caddeyi boydan boya yürüdüm, müzik dinledim, dans edenleri izledim, fotoğraf çektim, çok keyifli bir kaç saat geçirdim. Sonra, planlamadığımız ama bir şekilde Sao Paulo'da olacağımız tarihlerimiz denk gelen iş arkadaşım Özlem ve onun eşi Christian'la buluşmak üzere MASP'ın önüne (Sao Palula Sanat Müzesi) doğru yürüdüm. Böyle güzel karşılaşmaları çok seviyorum. Onlar da oralı tandıkları bir kaç kişiyle birliktelerdi, onlar MASP'a girmek isteyince bir saat sonra buluşmak üzere ayrıldık. Ben hafta içi de Sao Paulo'da olacağım için ücretsiz gününde ziyaret etmek istediğimden için onlara katılmadım.